Turunçgil Alerjisi: Mekanizmalar, Tanı ve Yönetim

Turunçgil Alerjisi: Mekanizmalar, Tanı ve Yönetim

Portakal, greyfurt, limon, misket limonu (lime), mandalina, turunç, kamkat (kumkuat), tangelo, ugli meyvesi gibi turunçgil meyveleri, ferahlatıcı tatları ve besleyici yararları (zengin vitamin, antioksidan ve lif içerikleri ) nedeniyle yaygın olarak tüketilmektedir. Çoğu kişi bu meyveleri herhangi bir sorun yaşamadan yiyebilirken, bazı kişiler yedikten sonra narenciye alerjisinin varlığına işaret eden olumsuz reaksiyonlar yaşayabilir. Narenciye alerjisi, turunçgillerde bulunan spesifik proteinler tarafından tetiklenen immünolojik bir yanıttır. Bu alerjinin mekanizmalarını anlamak, doğru tanı ve etkili tedavi için çok önemlidir. Bu makale, turunçgil alerjisinin altında yatan mekanizmaları, güncel teşhis yöntemlerini ve etkili yönetim stratejilerini ele almaktadır.

Turunçgil Alerjisi: Mekanizmalar, Tanı ve Yönetim

Nedenleri ve Mekanizması

Turunçgil veya narenciye alerjisi belirtilerinin çoğu çiğ turunçgil meyvesi ya da bu meyvelerle yapılan bir şeyi yedikten veya içtikten sonra ortaya çıkar, ancak meyveye dokunmakla da ortaya çıkabilir. Alerji, vücudun düşman olarak algıladığı alerjenler tarafından tetiklenir ve alerjenlere karşı koruma sağlar. Genellikle polene alerjisi olan kişiler turunçgil alerjisinden muzdariptir. İçinde narenciye asidi bulunan herhangi bir şeye dokunduklarında, kokladıklarında veya tattıklarında vücutları buna tepki verir. Ancak turunçgillerde bulunan sitrik asit alerjen olmadığından bu alerjiyi tetiklemez. Sitrik asit aslında gıdalara ekşi tat veya narenciye aromasını veren bir tatlandırıcı maddedir. Narenciye alerjisine öncelikle turunçgillerdeki alerjenik proteinlerin varlığına yanıt olarak insan vücudundaki bağışıklık sisteminde IgE antikorları üretilir. Turunçgillerde tanımlanan başlıca alerjenler arasında Cit s 1, Cit s 2 ve Cit s 3 bulunur. Bu proteinler, histamin ve diğer inflamatuar aracıların salınmasına yol açan bir bağışıklık tepkisini tetikleyebilir ve bu da çeşitli alerjik semptomlara neden olabilir.
İşte narenciye alerjisinin bazı tetikleyicileri veya nedenleri:
Çapraz reaksiyon
Narenciye alerjilerinin çoğuna çapraz reaksiyona bağlı polen alerjileri neden olur. Bu durum turunçgiller ve polenin bazı ortak proteinlere sahip olmasıyla olur. Bu protein bazı kişilerde alerjiye neden olur. Polen alerjisi olan bir kişi turunçgil tükettiğinde vücut, paylaşılan protein nedeniyle onu polen sanıp tepki verebilir. Polen ve çimen alerjisi olan kişiler turunçgillere de duyarlıdır.
Kaju, antep fıstığı veya yer fıstığı alerjisi olan bir yetişkinin, narenciye tohumlarına (çekirdeklerine) ve pektine karşı duyarlılığı olabilir. Ezilmiş limon çekirdeği içeren limon sabunu kullandıktan sonra anafilaksi geçiren bir vakaya rastlanmıştır. Çocuklar da risk altında olabilir. Örneğin, Avustralya’da narenciye meyvelerinin suyunu sorunsuz içebilen, kajuya karşı alerjisi olan bir çocuk mandalinanın çekirdeklerini çiğneyip yutmuş ve 1 saat içinde şiddetli reaksiyon göstermiştir. Limon, portakal ve greyfurt tohumlarında sitrin bulunmakta olup tüm narenciye tohumlarının reaksiyona neden olmasını beklenebilir. Bu nedenle sitrin alerjisi olan hastalar tipik olarak tüm narenciye tohumlarından kaçınmalıdır. Ancak, çok sayıda rapor, narenciye tohumu alerjisi olan hastaların narenciye posası veya narenciye suyuna tepki vermediğini kaydetmiştir.
Limonen alerjisi
Turunçgil meyvelerine dokunduktan sonra kontakt dermatit yaşayan kişiler büyük olasılıkla narenciye meyvesinin kabuğunda bulunan limonen adlı bir kimyasala karşı alerjiktir. Limonen ayrıca bazı kokularda ve diğer ürünlerde de bulunur ve bunlar da alerjik reaksiyona neden olabilir. Ancak limonen alerjisi olan kişiler şaşırtıcı bir şekilde taze limon suyu tüketebilirler. Narenciye bileşenleri içerebilecek ürünlerin etiketleri mutlaka okunmalıdır.

Klinik Bulgular, Belirtiler

Narenciye alerjisi oldukça yaygın bir gıda alerjisidir. Yetişkinlerde çocuklara göre daha sık görülür. Narenciye alerjisi belirtileri, az miktarda narenciye veya meyve suyunun tüketilmesinden veya sadece kabuğuna dokunulmasından veya meyvenin havadaki parçacıklarının solunmasından kaynaklanabilir. Narenciye alerjisi, hafiften şiddetliye kadar değişen bir dizi semptomla ortaya çıkabilir. Yaygın semptomlar arasında cilt reaksiyonları (kurdeşen, kızarıklık, karıncalanma, kaşıntı, yanma, ağız, dil, diş eti ve dudaklarda şişme, kaşınma), gastrointestinal semptomlar (mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal), solunum semptomları (burun tıkanıklığı veya burun akıntısı, öksürme, hapşırma, hırıltı, nefes almada zorluk) yer alır. Ayrıca, kan basıncında düşüş, baş dönmesi, bayılma gibi kardiyovasküler semptomlar da görülebilir. Alerjilerin çoğu hafif olsa da bazı durumlarda ciddi, ölümcül bir durum olan ve acil tıbbi müdahale gerektiren anafilaksiye neden olabilir. Semptomların başlangıcı, narenciye tüketiminden veya bir temastan birkaç dakika veya birkaç saat sonra ortaya çıkacak şekilde değişebilir.
Turunçgilleri tükettikten veya bunlarla temas ettikten sonra yukarıda sıralanan belirtilerden herhangi biri, özellikle de anafilaktik semptomlar (bulantı, kusma, zayıf veya hızlı nabız, nefes almada zorluk, kafa karışıklığı ve bilinç kaybı gibi) görülür veya yaşanırsa acil tıbbi yardım alınmalıdır. Tam olarak hangi meyvelere alerji olduğunu öğrenmek için bir alerji uzmanına başvurulmalıdır.

Turunçgil Alerjisi: Mekanizmalar, Tanı ve Yönetim

Teşhis
Doğru tedavi için doğru teşhis şarttır. Hastanın kapsamlı öyküsünün ve belirtilerinin değerlendirilmesi tanı için önemlidir. Turunçgil alerjenlerine karşı hassasiyeti belirlemek için şüpheli alerjenin küçük bir miktarının koldaki veya sırttaki bir çizik üzerine yerleştirildiği deri prick testleri ile spesifik immünoglobulin E (IgE) kan testleri yaygın olarak kullanılır. Teşhisi doğrulamak için kontrollü koşullar altında oral gıda testleri (eliminasyon testi) olarak da bilinen bir provokasyon testi yapılabilir. Eliminasyon testi sırasında doktor hastadan yaklaşık iki hafta boyunca tüm turunçgilleri beslenmeden çıkarmasını ister. Daha sonra, herhangi bir değişiklik olup olmadığını görmek için turunçgiller yavaş yavaş beslenmeye geri eklenir. Bu süreçte bir yemek günlüğü tutmak faydalı olacaktır. Alerji provokasyon testi sırasında, alerjik bir reaksiyona neden olup olmadığını görmek için kişi alerjene maruz bırakılır. Bu sadece acil durum ekipmanlarının hazır bulunduğu klinik bir ortamda yapılmalıdır. Alerji uzmanı, olası alerjik reaksiyonlara karşı izlemek için kişinin ofiste kalmasını ister.

Tedavi ve Yönetim Stratejileri
Turunçgil alerjisinin kesin tedavisi yoktur, ancak belirtileri hafifletmenin yolları vardır. Narenciye alerjisi tanısı konulduktan sonra semptomları azaltmanın en iyi yolu kaçınmaktır. Tüm turunçgillerden, kabuklarından ve turunçgil içerebilecek ürünlerden uzak durulmalıdır. Narenciye bileşenleri soslar, meyve suları, meyve aromalı tatlılar, yoğurtlar ve şekerlemeler gibi beklenmedik kaynaklarda bulunabileceğinden hastaların gıda etiketlerini dikkatlice okumaları önerilir. Daha az şiddetli alerjiler için reçetesiz satılan alerji ilaçları semptomları azaltabilir. Bazı antihistaminikler dudaklardaki kaşıntıyı kontrol edebilir. Kortizonlu kremler de kaşıntı ve kontakt dermatitle ilgili diğer semptomlar için faydalıdır. Daha şiddetli alerjiler, anafilaksi riski taşıyanlar için epinefrin enjeksiyonuna ihtiyaç duyulabilir. Epinefrin anafilaksi ile ilgili semptomları tedavi eder. Bir alerji uzmanı kişisel kullanım için bir Epipen veya Auvi-Q enjektörü reçete edebilir. Hastalar bunların doğru kullanımı konusunda eğitilmeli, şiddetli bir alerjik reaksiyon yaşama ihtimaline karşı Epipen’i yanında bulundurmalıdır.

Sonuç
Narenciye meyveleri, viral enfeksiyonlarla ve mevsimsel hastalıklarla mücadelede yardımcı olan antioksidanlar ve C vitamini açısından zengindir, bağışıklığı güçlendirir. Ayrıca turunçgiller vücudun nemlendirilmesine yardımcı olan yüksek su içeriğine sahiptir. Ancak bazı kişilerin bunlara alerjisi vardır. Turunçgil alerjisi nadir görülse de bazı kişiler için önemli bir sağlık sorunudur ve mekanizmalarının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını, doğru tanıyı ve etkili yönetim stratejilerini gerektirir. Devam eden araştırmalar, yeni turunçgil alerjenlerini tanımlamayı ve alerjik tepkinin altında yatan moleküler mekanizmaları anlamayı amaçlamaktadır. Ek olarak, turunçgil alerjisi olan bireylerin duyarsızlaştırılması için immünoterapi gibi yeni terapötik yaklaşımların geliştirilmesi için çaba sarf edilmektedir. Turunçgil alerjisinin moleküler temeline ilişkin daha fazla araştırma yapılması ve yenilikçi tedavilerin geliştirilmesi, hasta sonuçlarının iyileştirilmesine ve bu durumdan etkilenenlerin yaşam kalitesinin artmasına katkıda bulunacaktır.

Kaynakça:

https://www.verywellhealth.com/citrus-allergy-5221573
https://www.onlymyhealth.com/citrus-allergy-symptoms-foods-to-avoid-and-more-1594628445
https://sagligabiradim.com/narenciye-alerjisi-belirtileri-tedavisi-ve-oneriler/

Sonraki makale
Dünya’da ve Türkiye’de e-Faturanın Geleceği: RTC Suite ile Dijital Dönüşümün Kolay Yolu
Önceki makale
Randi Altschul Kimdir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Öne Çıkan Paketlerimiz

11. Sınıf Biyoloji Seti sepete eklendi.