Matisse renkli ve sıra dışı bir sanatçıydı. 31 Aralık 1869’da kuzey Fransa ’da dünyaya geldi. Paris’te 1887 – 1888 yılları arasında hukuk eğitimi alan Matisse, ertesi yıl Saint Quentin’de bir avukatın yanında asistanlık yapmaya başlamıştır. Matisse’nin sanat hayatı 19 yaşında apandisit hastalığından sonra yatağa düşmesiyle başlamıştır. Tedavi sürecinde zaman geçirmek için annesi ona resim araç gereçleri vererek içinden geldiği gibi resim yapmasını istemiştir. Hemen resmin büyüsüne kapılan Matisse, 1891’de hukuk okulunu bırakmıştır. Sanatçı hayatı yaşamaya karar verdikten sonra Academie Julian’a kaydolmuştur. Sonraki yıl daha ileri görüşlü Gustave Moreau’nun öğrenciliğine terfi etmiştir.
Sanat okuluna girmek için yönündeki ikinci çabasında da zorluklarla karşılaşmıştır. Matisse, Ecole des Beaux-Arts’a girmek için çabaladığında çizim sınavında başarılı olamamıştır. 1896’da girdiği Societe Natonale eserlerini her yıl onaylanmasına gerek olmadan sergilenmesine izin vermiştir. Ancak eleştirmenler onun resimlerini takdir etmek yerine sövgüyle karşılıyorlardı.
Matisse, Fransa’da oturan Avusturyalı izlenimci John Peter Russell sayesinde 1897’de henüz tanınmayan Vincent Van Gogh, Paul Cezanne ve Paul Gaugin’in resimleriyle tanışmıştır. Bu sanatçılardan etkilenen Matisse’nin ifade biçimi olarak renkleri kullanma denemeleri başlamıştır. İlk resimleri görsel açıdan karanlık ve kasvetli iken 1900 sonrasında yaptığı resimler canlı ve serbest renkler içermekteydi. Resimlerinde göze çarpan fırça darbeleri, gölge ve perspektif olmadan akıcı şekiller ve serbest noktacılık tekniği ile dikkat çekiyordu. Daha önce görülmemiş sanatsal yaklaşımı sonradan fovizm diye adlandırılacaktı.
Matisse 1904’te başarısız tek kişilik sergi gerçekleştirdikten sonra tekrar Güney Fransa’ya yerleşti. 1905 yılında ressam Andre Derain ile çalışmaya başladı.
Eleştirmenler tarafından küçümsenen Matisse resme olan özgün yaklaşımını devam ettirdi. 1906’da Paris’e dönüp, orada 10 yıl boyunca resmin yanı sıra litografi ve heykel alanlarında da denemeler yaptı. Sanatçıların popüler tercihlerinden tarihi Hotel Biron’da hem konaklayıp hem de çalışırken orada okul kurdu. Bu sürede zamanının nüfuslu insanlarıyla tanışma fırsatı buldu. Ancak Matisse eserlerini elit sanat camiasından daha geniş bir kitle için yapıyordu.
Matisse Berlin’den başlayarak diğer yerlerde Paris’te görmediği ilgiyi görmeye başladı. Eskiden Fransız izlenimcileri ve post-izlenimcileri desteklemiş olan Alman sanat simsarı Paul Cassirer, 1908 yılında Matisse’in resimlerini de memleketinde sergiledi. Ardından Amerikalı fotoğrafçı Alfred Stieglitz New York City’deki galerisinde Matisse’in eserlerini sanatseverlerle buluşturdu.
1905’te Fransa’da Matisse, resimlerini beğenen önemli bir koleksiyoncu olan Gertrude Stein, kardeşleri Leo, Michael ve arkadaşları Claribel ve Etta Cone ile tanıştı. Baltimore’lu Cone kardeşler 20. yüzyılın başında seçkin bir modern Fransız sanat eserleri koleksiyonu oluşturmuş zengin kişilerdi. Ayrıca Stein Matisse’i Pablo Picasso ile tanıştırmıştır.
Picasso, Matisse’ten 11 yaş büyüktü, ancak ikilinin ömür boyu süren dostlukları oldu. Üslup ve görünüş açısından zıt karakterlerdi. Matisse görünüş ve alışkanlıklar açısından muntazam ve muhafazakar iken, Picasso daha ufak cüsseye sahip olsa da egoist ve karizmatik bir görünüm sergilemekteydi. Her ikisi de modern sanatın öncüsü olarak değerlendirilse de sanatsal üslupları farklıydı.
Birbirlerinden bir şeyler öğreniyorlardı, her ikisi de natürmort ve kadın nüsü resmetmeyi seviyordu. Ancak, sanatsal hassasiyetleri birbirlerinden oldukça farklıydı. Picasso kübizm ile kendi hayal gücünden doğan saldırgan soyutlamaları tasvir ediyordu. Diğer yanda Matisse, algıladığı şeyin esinlediği renk ve şekli dingin ve dengeli bir şekilde kullanmayı tercih ediyordu. Onların bu üslup farklılığı iki farklı hayran kitlesi oluşturdu.
Matisse, soyut bir ressama dönüşmeden meslek hayatı boyunca değişim ve gelişim geçirmeye devam etti. Fas, Nice ve New York’a taşındığında buralardan yeni ilhamlar elde etti. Yaratıcılığını sürekli beslemek için aralıksız olarak heykel ve resim yapıp yazı yazdı. Kitapları başlı başına sanat eseri olacak şekilde içeriğe sahip, avangart hareket içinde popüler olan illüstrasyonlar ve metin derlemelerinden oluşmaktadır. 1941’de kanser teşhisi konulan Matisse iyice yatağa bağlı hale geldi. Bu zaman da “çiçek kitapları” dediği kitapları hazırladı. Bu kitaplarda kesilmiş kağıtların birleştirilmesiyle meydana gelen renkli nesneler ve insan vücudu bölümlerinden oluşan kompozisyonlar yer alıyordu. Matisse 3 Kasım 1954’te geçirdiği bir kalp krizi sonucu 84 yaşında hayatını kaybetti.
Matissenin en ünlü eserlerinden olan Şapkalı Kadın resmi, görülmemiş renklere boyanmış çehresiyle ilk sergilendiğinde Parislileri şaşırtmıştır. Resimde zarif bir şekilde oturmuş bir kadın Matisse’nin eşi Amelie yer almaktadır. Kadının başında gösterişli bir şapka ve yüzünde mavi-yeşil çizgiler, gölgeler ya da konturlar ise sert bir şekilde yer almaktadır. Ayrıca belirgin fırça darbelerinde görülür.
Matisse’nin “The Dessert: Harmony in Red” eseri Moskovalı koleksiyoner Sergei Shchukin’in yemek salonu için yapmıştır. Alışılmadık bir şekilde arka plan rengi olarak ana renklerden olan kırmızıyı kullanılan resimde, bu renk tuvalin yüzeyine yayılarak mekanı oluşturmuştur. Bunun sonucunda mekanda derinlik ilizyonu yaratılıp, mekanın iki boyutlu olarak algılanması sağlanmıştır. Kırmızı renk üzerinde yer alan kıvrımlı mavi motifler, hem duvar yüzeyinde hem de masa da devam etmektedir. Bu durum iki boyutluluğu daha da vurgulamaktadır. Sol alt tarafta yer alan sandalye, ana renklerden sarı ile oryantalist tasarım içinde kendini göstermektedir.
Matisse “Odalisque Au Fauteuil Noir” (Siyah koltuktaki cariye) eserinde Sultan Abdülaziz’in soyundan gelen Nermin Sultan’ı resmetmektedir. Bu resmin yapıldığı sırada Nermin Sultan anneannesi Naime Sultan’la beraber çocukluğunu ve genç kızlığını geçirdiği Nice’te kalmaktaydı. 1940 yılında sokakta görülen Nermin Sultan, esmer çehresi ile Matisse’yi Nermin Sultan’ın verdiği pozun bir fotoğrafla da belgelendiği bilinmektedir.
Başlıca Eserleri
Woman Reading, 1894
The Dinner Table, 1897
Farms In Brittany, Belle Île, 1897
Sunflowers In A Vase, 1898
Still Life Compote, Apples and Oranges, 1899
La Coiffure, 1901
Still Life
Femme Au Chapeau, 1905
La Raya Verde, 1905
The Reader, Marguerite Matisse (kızı), 1906
The Joy of Love, 1906
The Red Room, 1908
Dance, 1910
The Painter’s Family, 1911
Zorah, 1912
Interior At Nice, 1920
Odalisque Au Fauteuil Noir, 1942
Large Red Interior, 1948
Large Composition With Masks, 1952
Blue Nude, 1951
*Fovizm; tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanılan sanat akımı.
Kaynakça:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Henri_Matisse
http://www.leblebitozu.com/henri-matissenin-en-onemli-20-eseri-ve-hayati/
Grzymkowski, E. (2019). Sanat 101, Say Yayınları.