Mısır Mavisi, Tarihin İlk Yapay Pigmenti

Mısır Mavisi, Tarihin İlk Yapay Pigmenti

Eski Mısırlılar için mavi çok önemli bir renktir. Gökyüzü ve Nil Nehri ile ilişkilendirilmiştir ve böylece evreni, yaratılışı ve doğurganlığı temsil etmeye başlamıştır. Bu nedenle, birçok tapınakta tanrılar maviye boyanmış, firavun yeryüzündeki tanrı olduğu için tacında mavi giymiş ve öldüğünde bir tanrı olarak idolleştirildiği için mavi olarak gösterilmiştir. Bu fikir Hristiyanlık zamanlarına kadar devam etmiştir ve Meryem Ana’nın elbisesinin rengi sıklıkla mavi olarak gösterilmiştir. Önemli bir renk olarak görülmüş olsa da antik çağlarda, mavi pigment Mısırlı sanatçılar tarafından kolayca elde edilememiştir. Tanrılarını veya ilahlarını tasvir eden duvar resimleri söz konusu olduğunda, birçok erken dönem Mısır sanatçısı tanrıları tasvir etmekte zorluk çekmişler, yalnızca siyah, kahverengi, sarı ve kırmızı pigmentler cevherlerden veya topraklardan elde edilebilen pigmentler kullanmışlardır. Bununla birlikte, tanrılarını tasvir edemeyecek kadar basit, gösterişsiz bir renk olarak görmüşlerdir. Bu nedenle kraliyetlerini ve tanrılarını gerekli saygıyla tasvir etmek için kalıcı bir mavi pigment aramışlar ve elde etmeyi başarmışlardır. Mısır Mavisi, kimyanın yardımıyla elle özenle hazırlanan; gerekli bileşenlerin doğru oranlarda karıştırılmasıyla elde edilen ilk pigmenttir, bilinen üretim merkezleri Amarna ve Memphis’tedir.
Bu yazıda Mısırlıların zamanla bozulmayan bir mavi pigmente nasıl ulaştığına değinilmektedir.

Mısır Mavisi, Tarihin İlk Yapay Pigmenti

Mavi Nereden Elde Edilmiştir?

Tarih öncesi resimlerde mavi eksiktir çünkü o zamanlarda çok az mavi mineral bulunmaktadır ve mavi olanlar kimyasal olarak dengesizdir veya kullanımı çok zordur. Mavinin kullanıldığı yerlerde, en sık kullanılan mineral az miktarda lapis lazuli’dir. Arkeolojik kanıtların analizinden Mısırlılar ve antik Asurlular kalıcı ucuz koyu mavi bir pigment ürettikleri anlaşılmıştır. MÖ 3100 civarında ve belki de daha önce, Mısırlılar ellerindeki malzemelerle mavi pigment, yani “Mısır friti” veya Mısır Mavisi hazırlamak için çalışmışlar, çömlekleri sırlamak için koyu mavi bir pigment üretmişlerdir. Bu mavi sır ince bir toz haline getirildiğinde mavi bir pigment elde edilmiştir. Bu pigment mavi frit olarak da bilinir, tempera boyası yapmak için zamk arabik veya yumurta gibi bir bağlayıcı ile karıştırıldığında boyama için uygundur. Teknik olarak frit, cam oluşturmak için eritilmiş, söndürülmüş ve granüle edilmiş bir seramik malzemedir. Fritler, emaye ve seramik sırların yapımında önemlidir. Bu mavi pigment, dünyanın ilk sentetik pigmentlerinden biridir ve kalsiyum bakır silikat veya kuprorivaittir. Antik Mısır dilinde, yapay lapis lazuli anlamına gelen hsbd-iryt olarak bilinir ve bu, eskilerin bu değerli taşa olan takıntısını gösterir. Afganistan’dan gelen bu çok pahalı mineral pigment toz haline getirilip boya yapmak için bir bağlayıcı ile karıştırılmıştır. Bu, orta çağ döneminde bir resmin fiyatının resimdeki mavi miktarına bağlı olmasına yol açmıştır.

Açık maviden koyu maviye kadar olan mavi aralığı, pigmentin biraz farklı bileşimlerini üretmek için işlemede dikkatli değişiklikler yapılmasına bağlıdır. Öğütme sırasında tane boyutunun küçültülmesiyle daha açık bir renk elde edilmiştir. Mısır mavisi, sır için mor bir frit hazırlayan Asurlular tarafından bilinen bir üretim süreci olan menekşe tonuyla da üretilebilir, ancak pigment olarak kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir. MÖ 2500’den sonra, Eski Mısırlılar mavi pigmentlerin seri üretimine geçmişler ve üç farklı mavi tonu üretmişlerdir. Biri mineral lapis lazuli’den üretilmiştir ve zengin bir koyu mavidir, ikincisi mavi fayans yapmak için kullanılabilen karmaşık bir silikat veya cam bileşiğidir ve üçüncüsü kobalt ile kontamine olmuş natron içeren mavi bir silikat kompleksidir ve Delft çömlekçiliğine benzer koyu mavi üretir.

Mısır Mavisinin Tarihteki Kullanımı

Pompei Mavisi, Pozzuoli Mavisi, İskenderiye Mavisi gibi farklı isimlerle anılan Mısır Mavisi, esas olarak Roma dönemine kadar kullanılmış ve daha sonra kullanımdan kalkmış ve daha nadir kullanılmıştır. Mısır Mavisi’nin rengi, oluştuğu parçacıkların boyutuna bağlı olarak koyu maviden açık maviye kadar değişebilir, daha küçük taneler daha açık bir renk, daha büyük taneler ise daha koyu bir renk verir. Mısır Mavisi’nin pigment olarak kullanımının ilk örneklerinden biri Dördüncü Hanedan dönemine (M.Ö. 2613-2494) kadar uzanır. Kanıtlar Kahire’deki Mısır Müzesi’nde saklanan bir lahitte bulunur. O döneme ait kireçtaşı heykellerinde, çeşitli silindir mühürler ve boncuklar şeklinde şekillendirilmiş olarak görülür. Orta Krallık’ta (MÖ 2050-1652) mezarların, duvar resimlerinin, mobilyaların ve heykellerin dekorasyonunda pigment olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Beşinci Hanedan’lık döneminden (M.Ö. 2494-2345) itibaren çeşitli nesneleri renklendirmek için kullanılmış ve bir pigment olarak hem fresklerde hem de heykelleri ve ahşap destekleri süslemek için kullanılmıştır. Yeni Krallık’ta (MÖ 1570-1070) çok sayıda nesnenin üretiminde daha yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kraliçe Nefertiti’nin ünlü tacı ve kocası Akhenaten’in tapınağının bazı taşları, renklerini tıpkı diğer birçok antik sanat eseri ve Mısırlı ‘kâtip ve tahıl sayıcısı’ Nebamun’un Teb’deki mezarındaki ünlü Bahçedeki Gölet freskinde olduğu gibi Mısır mavisine borçludur.

Romalıların Kullandığı Mavi Pigmentler

Mısır Mavisi antik Yunan, Hindistan ve Roma’daki resimlerde, yakın zamanda Ortaçağ ve hatta Rönesans resimlerinde de tespit edilmiştir. Mısır ve Roma objeleri üzerinde araştırma yapan E. Raehlmann’ın (1913/1914), duvarların mavi ve yeşil alanlarını incelerken eski mavi friti bulduğu son yer, M.Ö. beşinci ve altıncı yüzyıldan kalma ve Yunan dinine adanmış Forum Romanum’daki eski Santa Maria Bazilikası’nın korosudur. 200 yıl önce, kimyager ve mucit Sir Humphry Davy, Roma’daki Titus hamamlarının kalıntılarına gitmiş, orada, ‘birkaç kalıntının arasında, koyu mavi bir fritin birkaç büyük parçasını bulmuştur. Kısa bir süre sonra Davy, aynı malzemeyi Pompeii kalıntılarını kazarken bir kapta bulmuştur.
Romalılar mavi frit (camsı topak) üretimini İskenderiye’den ithal etmiştir. Vestorius bunu yapmak için ilk atölyeyi Pozzuoli’de kurmuştur. Romalılar buna caeruleum adını vermişlerdir ve hem Yaşlı Plinius hem de Vitruvius bunu anlatmıştır. MÖ birinci yüzyılda Romalı bir mimar ve yazar olan Vitruvius, De Architectura adlı eserinde bunun kum, bakır ve natronun (sodyum karbonat dahil olmak üzere doğal olarak oluşan bir sodyum bileşikleri karışımı) öğütülmesi ve karışımın küçük topaklar (peletler) halinde şekillendirilerek bir fırında ısıtılması ve pişirilmesiyle pigmentin nasıl üretildiğini belirtir. Ancak, Vitruvius’un tarifini deneyen bilim insanları, “yeşil frit” olarak adlandırılan, mavi değil yeşil bir pigment elde etmeyi başarmıştır. Mısır mavisinin kalıntıları Parthenon’un haberci tanrıça (ayrıca gökkuşağı tanrıçası) İris heykelinde bulunmuştur. Kuşkusuz bir Mısır icadı olmasına rağmen, başka yerlerdeki varlığının paralel icatların bir sonucu olup olmadığı veya teknolojisinin bu alanlara yayılıp yayılmadığı belirsizdir. Pompeii mavisi pigmentinin bir örneği Londra’daki Kraliyet Enstitüsüne gönderilmiştir ve Sir Humphrey Davy, Mısır kökenli olduğu bulunan mavi sırın analizini denemiştir. Davy, pigmentte kum, kireç ve bir tür bakır bileşiği tespit etmiş ancak bakır bileşiğinin ne olduğu konusunda daha fazla bilgi edinememiştir. Daha sonra, 1880’lerde Fransız jeolog Ferdinand Fouqué, bakır pigmentinin karmaşık bir bakır bileşiği olduğunu ve esasen kalsiyum bakır silikat olduğunu keşfetmiştir. Asıl sorun, nasıl yapıldığı olmuştur.

Mısır Mavisi Üretimi

En iyi veya en yenilikçi ürünlerin genellikle hatalar veya şans eseri ortaya çıktığı görülür. Burada durum böyle değildir. Mısır Mavisi, bileşenlerin dikkatli bir şekilde birleştirilmesinin, hassasiyet ve özenle yürütülen bilinçli bir prosedürün sonucudur. Keşfinin tasarımla mı yoksa şans eseri mi gerçekleştiğine bakılmaksızın, Mısır mavisinin sentezi ciddi derecede etkileyici bir başarıdır. Başarılı bir reaksiyon için gerekli sıcaklık kontrolünün sağlanması, oksijenin doğru şekilde eklenmesi gibi büyük bir zorluk bulunmaktadır. Mısırlı kimyagerlerin becerisinin bir başka kanıtı da pigmentin tarih boyunca tutarlılığıdır. Üretiminin ayrıntıları Asurlular ve Mısırlılar tarafından kıskançlıkla korunmuştur, ancak belirli bölgelerden gelen çöl kumu, ezilmiş kireç taşı (kalsiyum karbonat), natron ve bronz veya bakır parçalarının 850 santigrat ile 1000 santigrat derece arasındaki sıcaklıklarda ısıtılıp bir sır haline getirildiğine ve elde edilen sırın parçalanıp toz haline getirildiğine inanılmıştır. Bakırın ana kaynağının hurda bronz ya da bronz kırıntılar olduğu varsayılmaktadır, çünkü bazı Mısır Mavisi örneklerinde kalay bulunmuştur. Silika, bakır ve kalsiyum tuzlarının süspanse edildiği bir cam taban oluşturmak için birleşir. Bu cam taban, cam frit olarak bilinir. Hem asit hem de alkali koşullarda kimyasal olarak çok kararlıdır ve bu onu solmaya karşı çok dayanıklı hale getirir. Mısır mavisi, bileşimi nedeniyle diğer boyalarda ve nesnelerde bulunan diğer pigmentlerle reaksiyon göstermez. Mısır’daki anıtlarda binlerce yıldır güneşe ve sıcağa maruz kalan Mısır mavisinde görülebileceği gibi, güçlü ışık da rengini etkilemez.
Hepsi yüzyıllar boyunca oldukça dayanıklı olan çeşitli mavi ve mor tonları ortaya çıkmıştır. Lucas, ‘Eski Mısır malzemeleri ve endüstrisi’ nde (3. baskı, 1948), esas olarak Mısır’da kullanılan mavi pigmentin, silika, kalsiyum karbonat muhtemelen kireçtaşı, natron ve büyük olasılıkla yerli malakitin kaynaştırılmasıyla üretilen bir kalsiyum bakır silikat olduğunu ve öğütüldüğünü belirtmektedir.
Geçtiğimiz on yıllarda, Mısır Mavisi’nin kimyası hakkında daha fazla şey belirlenmiştir. Mısır Mavisi pigmenti kimyasal olarak, CaO • CuO • 4SiO2 kimyasal formülüne sahip bakır ve kalsiyumun çift silikatıdır. Bu bileşenlerin ham maddeleri minerallerdir. Bu mavi pigment, 4 SiO2: 1 CaO: 1 CuO oranına karşılık gelen oranlarda bir kalsiyum bileşiği (karbonat, sülfat veya hidroksit), bakır bileşiği (oksit veya malakit) ve kuvars veya silika jel karışımının, sodyum karbonat, potasyum karbonat veya boraks akısı kullanılarak 800-900 santigrat derecelik bir sıcaklığa kadar ısıtılmasıyla yapılmıştır. Elde edilen karışım daha sonra 10 ila 100 saat arasında değişen bir süre boyunca 800 santigrat derecelik bir sıcaklıkta tutulur. Bu tarif, Mısır mavisinin eski üretim yöntemine karşılık gelmez. Elde edilen bileşik, kuprorivait veya bakırorivait (CaCuSi4O10) adı verilen nadir doğal minerale benzer. Doğal mineral bakırorivaite benzer bir kimyasal formüle sahiptir ancak daha soluktur ve tetragonal piramitsel kristal yapıya sahiptir.

Çin Mavisi

Mısırlılar kraliçelerini mavi taçlarla taçlandırmayı bıraktıktan çok sonra, Çinliler de mavi kıtlığıyla karşı karşıya kalmışlardır. Sentetik bir mavi pigment üretmek için akıllıca bir kimya kullanmışlardır. Çin mavisi ve moru, kimyasal olarak Mısır mavisiyle ilişkilidir, ancak Çinliler kalsiyumu baryumla değiştirmişlerdir. Karşılaştıkları en büyük sorun, yalnızca belirli, nadir baryum minerallerinin tatmin edici sonuçlar vermesi olmuştur. Bunun üstesinden gelmek için saf olmayan mineral barit (baryum sülfat BaSO4) kullanmışlardır. Barit, galen (kurşun sülfür) ile birlikte bulunur ve başlangıç karışımına kurşun tuzlarının eklenmesi daha elverişli bir reaksiyon vermiştir. Kurşun tuzları, Çin mavisini veya morunu vermek üzere bariti dönüştüren bir katalizör görevi görür. Toprak (Terracotta) askerlerinde (ya da Terracotta ordusunda) bulunan boya üzerinde yapılan analiz, Çin mavisi ve Çin moru bulmuş ve diğer Çin örneklerinin yaklaşık MÖ 500’e tarihlendiğini bulmuştur. Mısır mavisi yapma süreci 800 ila 900 santigrat derece sıcaklık gerektirirken, Çin mavisi ve moru yaklaşık 1000 santigrat dereceye ihtiyaç duyar.
Mısırlılar, Asurlular ve Çinlilerin kendi mavi pigmentlerini geliştirmiş olmaları, kimya hakkında hiçbir bilgiye sahip olmasalar bile zanaat becerilerinin gelişmiş doğasını gösterir. Üretimi hakkındaki bilgi eksikliği, nasıl yapıldığına dair farklı açıklamalara yol açar. Beceri, halihazırda ellerinde bulunan doğal minerallerin kullanımına dayanmalıdır. Bu mavi pigmentin gizemi, MS 660’tan sonra Mısırlıların koyu mavisinin popüler kullanımdan kaybolması ve tarifinin olmaması gerçeğiyle daha da karmaşık hale gelmiştir. Aslında yazar Isidore Seville (MS 560-636 civarı) en son ölümünden sonra yayınlanan Etimolojisinde (MS 636) Mısır mavisinden bahsetmiştir. Kayıp mavinin gizemine bir çözümün denenmesi bile yıllar alacaktır.

Mısır Mavisi, Tarihin İlk Yapay Pigmenti

Eski Eserlerde Mısır Mavisi Nasıl Saptanır?

Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte Mısır mavisinin pigment olarak kullanımı bırakılmıştır, ancak modern araştırmacılar bunun için yeni uygulamalar keşfetmektedir. Kimyagerler ve sanatçılar için heyecan verici bir gelişme olarak, 2009 yılında Mısır mavisinin yakın kızılötesi bölgede olağanüstü bir ışıma gösterdiği bildirilmiştir. Bu, pigmentin antik sanat eserlerini yakın kızılötesi radyasyonla aydınlatarak tamamen tahribatsız bir şekilde kolayca tespit edilebileceği anlamına gelir. Işıldama o kadar güçlüdür ki çıplak gözle hiçbir mavi renk görünmese bile Mısır mavisinin çok az miktarda varlığı tespit edilebilir. British Museum, bu tekniği kullanarak Elgin Mermerleri’nin bir zamanlar boyandığına dair ilk kanıtı sunabilmiştir ve pigmenti Parthenon’daki birkaç heykelde bulmuştur. Bu teknik ayrıca, pigmenti sentezleme yeteneğinin kaybolduğu düşünülen zamanlara ait sanat eserlerinde Mısır mavisini tespit etmek için de kullanılmıştır. Örneğin, bir grup Danimarkalı bilim insanı, İtalyan sanatçı Giovanni Battista Benvenuto’nun 1524 tarihli bir tablosunda Mısır mavisi rengi bulmuştur. Lüminesansın bu özelliği başlangıçta sanat tarihiyle ilgilenenler tarafından kullanılmış olsa da, kimyagerler artık Mısır mavisinin başka önemli uygulamaları olabileceğinin farkındadır. Örneğin, uzun lüminesans ömrü ve kızılötesinin insan dokusunda UV veya görünür fotonlara kıyasla daha fazla nüfuz etme (penetrasyon) derinliği, pigmenti bir görüntüleme aracı olarak kullanarak daha ayrıntılı ve yüksek çözünürlüklü biyomedikal görüntüler elde etme olasılığını artırır. Mısır mavisi ayrıca, şu anda güvenlik mürekkeplerinde kullanılan pahalı lantanit bileşiklerine çekici bir alternatif sunmaktadır. Sanatçıların lapis lazuliden daha kolay bulunabilen bir pigmente sahip olma arzusu, antik kimyagerleri Mısır mavisi üretmeye yöneltmiştir. 200 yıl önce yeniden keşfedilmesinden bu yana, bileşiğin kimyası öncelikle sanattaki kullanımları açısından incelenmiştir. Bununla birlikte, başlangıçta sanat tarihindeki uygulamaları için yararlanılan Mısır mavisinin güçlü yakın kızılötesi lüminesans (ışıldama) gösterdiğinin keşfi, kimyagerlerin özelliklerini orijinal keşfedicilerinin asla hayal edemeyeceği şekillerde kullanmalarının yolunu açmıştır.

Son Gelişmeler

New Scientist dergisinin 22 Ocak 2000 tarihli yorumlarına göre (Stephanie Pain), ünlü Mısır mavisi muhtemelen Mısır’da icat edilmemiştir, Suriye veya Mezopotamya’dan getirilmiş ve Mısırlı sanatçılar tarafından benimsenmiştir. Ancak Mısır mavisinin hikayesi henüz bitmemiştir, 21. yüzyılda yeni bir geleceği vardır. Yeni araştırmalar, insanoğlunun bildiği ilk pigmentlerden biri olan Mısır mavisinin, son teknoloji tıbbi görüntüleme cihazlarında, televizyon uzaktan kumandalarında ve diğer telekomünikasyon teknolojilerinde potansiyel kullanımlara sahip olduğunu iddia etmektedir. Ancak şimdi Georgia Üniversitesi’nden araştırmacılar, Mısır mavisinin binlercesinin bir insan saçının genişliğine sığabileceği kadar ince nano tabakalar halinde bir araya getirilebileceğini keşfetmişlerdir. Sadece bu değil, levhalar uzaktan kumandalar ve televizyonlar, araba kapı kilitleri ve diğer telekomünikasyon cihazları arasında iletişim kuran ışınlara benzer görünmez kızılötesi radyasyon üretir. Eski Mısırlılar mavi renge çok büyük önem vermişlerdir ve onu birçok medyada ve çeşitli biçimlerde sunmak için istekli olmuşlardır. Georgia’da kimya yardımcı doçenti olan Tina Salguero ve meslektaşları bulgularını Amerikan Kimya Derneği Dergisi’nde yayınlanan pigmentle ilgili bir makalede detaylandırmışlardır. Bu şekilde, eski bir malzemenin uygulamaları modern teknokimyasal yollarla yeniden hayal edilebilir.

Özet
Geçmişte, pigmentler genellikle mekanik olarak tanımlanabilecek bir işlemle doğal ham maddelerin öğütülmesiyle elde edildiği, özellikle mavi rengi elde etmenin çok zor olduğu bilinmektedir. Birincil renklerden biri olduğu için diğer renkleri karıştırarak hazırlanamamıştır ve ham madde olarak kullanılacak mavi mineraller kolayca bulunamamaktadır. Mısır mavisi MÖ 2600 civarında tarihsel kayıtlara girmiş ve pigmentin kullanımı ortadan kalkmadan önce Mezopotamya ve Roma imparatorluğuna kadar antik dünyaya yavaş yavaş yayılmış, Roma döneminde Güney İtalya’da, Napoli Körfezi civarında da üretilmiştir. Üretimi nispeten ucuz olduğundan Hindistan’dan ithal edilen çivit mavisine daha az maliyetli bir alternatif olarak Roma İmparatorluğu boyunca Mısır Mavisinin ticareti yapılmıştır.
Mısır mavisinin hikayesi büyüleyicidir ve sanatın kimyanın ilerlemesi için nasıl bir kolaylaştırıcı olarak hareket edebileceğini güzel bir şekilde göstermektedir. Yapay bir bakır kalsiyum silikat (CaCuSi4O10) olan Mısır Mavisinin antik alanlarda bulunan örneklerin gerçek bileşimi önemli ölçüde değişir. İnsanoğlunun bildiği en eski sentetik pigmenttir, bileşimi, özellikleri ve rengi, imparatorluk Çin’inde bilinen Han mavisine (BaCuSi2O6) benzer. Mineral kuprorivait aynı bileşime sahiptir ancak hiçbir zaman pigment olarak kullanılmamıştır. Pigment, tüm ortamlarda kimyasal olarak tamamen kararlıdır ve kesinlikle ışığa dayanıklıdır. Diğer pigmentlerle bilinen hiçbir uyumsuzluğu yoktur.

Kaynakça:

https://edu.rsc.org/resources/egyptian-blue/1625.article
https://www.chemistryworld.com/features/egyptian-blue-more-than-just-a-colour/9001.article
https://www.matematiksel.org/antik-misirdan-gunumuze-mavi-rengin-tarihcesi/

Sonraki makale
Bilgisayardaki Dosyaları Kalıcı Olarak Nasıl Silerim?
Önceki makale
Sağlık Raporu Nereden Alınır?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Öne Çıkan Paketlerimiz